Browsing by All Authors "Oktar, Okan"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item 68Ge/68Ga jeneratöründe kullanılan çeşitli kolon dolgu malzemelerinin sentezi, karakterizasyonu ve uygulaması(Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, 2022-08) Elif, Ekebaş Çavdar; Oktar, Okan; TENMAK-Nükleer Enerji Araştırma Enstitüsü-AnkaraBu uzmanlık tezi kapsamında, 68Ge/68Ga jeneratöründe kullanılacak kolon dolgu malzemelerinin sentezi, karakterizasyonu ve pilot 68Ge/68Ga radyonüklid jeneratöründe kullanılması araştırılmıştır. Radyonüklid jeneratör, bir anne/kız radyonüklid çiftinin denge karışımını barındıran ve ana radyonüklidin bozunmasıyla oluşan kız radyonüklidi elde etmek üzere tasarlanmış bir sistemdir. Anne/kız arasındaki radyoaktif bozunma/büyüme sürecinde, kız radyonüklid belirli zaman aralıklarında radyonüklid karışımından uygun radyokimyasal ayırma işlemleri ile saf olarak elde edilebilir. 68Ge/68Ga jeneratör sistemi, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) uygulamalarında kullanıma hazır 68Ga elde etmek için ideal bir kaynaktır ve siklotron bulunmayan merkezlerde PET görüntülemeye olanak tanır. Ticari jeneratörlerde anne ve kız radyonüklidin radyokimyasal olarak ayrılması genellikle, içerisinde inorganik metal oksitlerin bulunduğu kolonlarda yapılır. Bu çalışmada ticari olarak temin edilen titanyum dioksit (TiO2), kalay dioksit (SnO2), zeolit ve laboratuvarda sentezlenen SnO2, 68Ge/68Ga jeneratörlerinde kolon dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. Adsorban olarak seçilen metal oksitlerin adsorpsiyon davranışları incelenmiştir. 68Ge ve 68Ga başta olmak üzere tüm element analizleri ise İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometresi (ICP-MS) kullanılarak yapılmıştır. En uygun özelliklere sahip olan iki metal oksit (Kw_SnO2_900 ve ZSM-5) ile doldurulmuş kolonlar, bir pilot 68Ge/68Ga jeneratöründe kullanılarak test edilmiştir. Pilot kolon çalışmalarında 68Ge atılımı ve 68Ga verimliliği, Gama Spektroskopisi analizleri ile değerlendirilmiştir. Yapılan deneyler sonucunda, Kw_SnO2_900 içeren kolonun 68Ga elüsyon verimi yaklaşık %60 olarak bulunmuştur. Tüm metal oksitlere ve kolon malzemesine yapısal karakterizasyon analizleri yapılmıştır. Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi (FTIR) ve Raman Spektroskopisi ile moleküler yapısı, X-ışını Difraktrometresi (XRD) ile kristal yapısı ve Brunauer-Emmett-Teller (BET) analizi ile yüzey alanı, gözenek boyutu ve gözenek boyut dağılımı hakkında bilgi edinilmiştir. Tez kapsamında kullanılan metal oksitler ve kolon malzemesi jeneratörün raf ömrü boyunca radyasyona maruz kalacağından radyasyon kararlılıkları araştırılmıştır.Item Coğrafi orijin belirlemede kararlı izotopik ve elemental analiz yöntemlerinin kullanılması(Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 2018) Aylangan, Ayça; Oktar, Okan; Mert, Yüksel; Çantay, Eren; Ergun, Ece; İç, Erhan; Tahmaz, Hande; Söylemezoğlu, Gökhan; TAEK-SANAEMSon yıllarda, gıda gerçekliğinin ve orijininin kontrol edilmesinin önemi genişleyen küresel pazarlara bağlı olarak artış göstermektedir. Bu küreselleşme ile tüketim mallarının kalite, gerçeklik ve orijininin belirlenmesi için gıda sektöründe daha gelişmiş izleme sistemlerine ihtiyaç doğmuştur. Ülkemizde son yıllarda giderek yaygınlaşan şaraplık üzüm yetiştiriciliğinin artması ve bunlardan elde edilen şarabın orijin kontrolünün yapılması gelişen ticaret hacmi için büyük önem taşımaktadır. Önemli şarap üreticisi Avrupa Birliği ülkelerinin yıllardır benimsediği "Kökeni Kontrollü İsimlendirme Sistemi" henüz Türkiye de yeterince uygulanmamakta, bu olumsuzluk ise Türk şaraplarının iç ve dış piyasalarda kalite şarapları ve coğrafi işarete sahip sofra şarapları karşısında rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Gıda izlenebilirliği ve gerçekliğinin önem kazandığı Dünya’da ülkemiz açısında potansiyel üretim hacmine sahip şarabın dış rekabete hazır hale gelebilmesi için "Kökeni Kontrollü İsimlendirme Sistemi”ne geçilmesi gerekmektedir. Kararlı izotop ve elemental analiz yöntemleri kullanılarak belirli bölgelerden elde edilen şaraplarda gıda izlenebilirliğinin önemli bir parçasını teşkil eden orijin belirlenmesi yapılabilmektedir. Bu çalışmada, nükleer analitik teknikler ile belirlenen kararlı izotop analizlerinin şarap örneklerinde uygulanabilirliği ile ilgili örnekler verilmesi amaçlanmıştır.Item Gıda izlenebilirliğinde kararlı izotop ölçümlerinin uygulanması(Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, 2016) Yücel, Pelin; Güçlü, Hülya; Köseoğlu, Turhan; Mert, Yüksel; Oktar, Okan; TAEK-SANAEMGıdaların orijininin belirlenmesi, hem farklı coğrafik bölgelerde üretilen ürünlerin izlenebilirliğinin sağlanması ve gıda kalitesinin ortaya konmasında hem de ürünlerin güvenilirliği açısından önem taşımaktadır. İzlenebilirlik, gıda güvenliğinin sağlanabilmesinde vazgeçilmez esaslardan biri olduğu için gerek yasal düzenlemelerde gerekse gıda güvenliği ile ilgili standartlarda uygulanması istenmektedir. Bu çalışmada, özellikle ihracatta önemli bir yere sahip olan bal seçilmiş olup orijinini belirlemede izotopik tekniklerin kullanımı sağlanmıştır. Türkiye genelinde yapılan örneklendirme çalışması ile bir veri bankası oluşturulması hedeflenmiştir. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği kanalı ile 7 ayrı bölgeden farklı birliklerden ve üreticilerden sağlanmış olan 198 adet bal örneğinde karbon izotop oranları araştırılmıştır. Bu araştırmada belirlenen δ13Cbai değeri -27,96 %o ile -22,50 %o ve δ13Cprotein değeri -27,58 % ile -22,76 % arasındadır. Örneklerde δ13Cprotein ve δ13Cbai farkı 1’den küçük olduğundan dolayı bal örneklerinin saf olduğu sonucuna varılmıştır.Item Preparation and characterization of various column-filling materials in order to optimize 68Ge-68Ga generator column(T.C. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, 2024-06-15) Ekebaş Çavdar, Elif; Oktar, Okan; Çantay, Eren; Ergun, Ece; Ertaş, Nur Banu; Aydın, Büşra; Abay, ÖzlemIn order to obtain ready-to-use 68Ga in Positron Emission Tomography (PET) applications, the 68Ge/68Ga generator system is an ideal source and allows PET imaging in centers without cyclotrons. Radiochemical separation of Ge (mother) and Ga (daughter) radionuclide though commercial generators is carried out with columns consisted of inorganic metal oxides. In this study, commercially available tin dioxide (SnO2), laboratory-synthesized SnO2, titanium dioxide (TiO2) and zeolite as a column filling material in 68Ge/68Ga generators were used. The sorption behavior of column-filling materials as adsorbent was investigated without the use of radioactive materials. All elements, especially Ge and Ga for representing 68Ge/68Ga generator system, were performed using Inductively Coupled Plasma Mass Spectrometry (ICP-MS). In addition, since these column-filling materials used in the thesis will be exposed to radiation during the shelf life of the 68Ge/68Ga generator, their radiation stability were investigated. Structural characterization studies were performed with, Raman Spectroscopy, Fourier Transform Infrared Spectroscopy (FTIR) and X-ray Diffraction (XRD). In order to calculate surface area and pore sizes, Brunauer-Emmett-Teller (BET) method were used. The promising results obtained in this study, calcined at 900 °C Kw_SnO2 would be prepared and evaluated of pilot 68Ge/68Ga generators.Item Technical and economical aspects of SO2 and NOx removal from flue gas by electron beam irradiation(Turkish Atomic Energy Authority, 2000-10) Turhan, Şeref; Karadeniz, Serdar; Tuğluoğlu, Nihat; Eken, Mahmut; Oktar, Okan; Ercan, İsmail; 20000; TAEK-ANAEMThe emission of sulfur dioxide (SO2, also SO3) and nitrogen oxides (NO, NO2, called NOx) from fossil fuel burning power and industrial plants is one of the major sources of environmental pollution. These pollutants are named as "acid gases" causing acid rain and also "indirect greenhouse gases" contributing greenhouse effect. Acid rain damages forest, agriculture fields and flora, and cause public health concerns in regions having a number of industrial plants. Today, many countries have started to impose industrial emission limits and this movement has generated renewed interest in finding viable and cost effective solutions to SO2 and NOx pollution control. The conventional technologies, wet scrubbing de-SO2 and de-NOx, now reached their full potential therefore these methods are not expected to provide further improvements in terms of efficiency or reduction in construction costs. However, new technologies are being investigated for industrial scale commercial viability. One of them is electron beam process, which is dry scrubbing process and simultaneously removes SO2 and NOx, and useful by-product for agriculture fertilizer. In this study, the economical and technical aspects of electron beam flue gas treatment process are discussed. Because an electron accelerator facility with electron beam energy of 500 KeV and electron beam current of 20 mA will be installed at ANRTC in TURKEY.Item Ticari polistiren kullanılarak düşük maliyetli plastik sintilatör üretimi(Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, 2011) Oktar, Okan; Arı, Galip; Gündüz, Ömer; Demirel, Halil; Demirbaş, Ahmet; TAEK-SANAEMPlastik sintilatörler sertleştirilmiş bir polimer matriks içerisinde çözülmüş organik floresant bileşikler içeren katı malzemeler olarak tanımlanabilir. Işıksintilasyonu için en yaygın kullanılan transparant plastikler polisitiren (PS), polivinilbenzen, poliviniltoluen (PVT) veya polimetilstirendir. Plastik sintilatörlerin kompozisyonları değiştirilerek ışık verimi, radyasyon direnci, bozunma süresi gibi birtakım özellikleri kontrol edilebilir. Plastik sintilatör dedektörler nükleer ve yüksek enerji fiziği alanlarında uzun yıllardır kullanılmaktadır. Plastik sintilatörlerin avantajları arasında hızlı tepki vermeleri, kolay üretilmeleri, şekillendirilebilmeleri ve çeşitlilikleri gelir. En büyük dezavantajları ise radyasyon dayanımları ve maliyetleridir. Plastik sintilatörler üzerine yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu plastik sintilatörlerin temel özelliklerinin arttırılması üzerine yoğunlaşmakla birlikte bu malzemelerin daha düşük maliyetle ve daha kolay hazırlama teknikleri ile üretilmelerine yönelik çalışmalar daha azdır. İlk plastik sintilatörler 1950’lerde üretilmiştir. Düşük maliyetli plastik sintilatörlerin üretilmesine yönelik çalışmalar 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren hızlanmıştır. 1975 yılında akrilik bazlı sintilatör Plexipop geliştirilmiştir. Düşük maliyetine rağmen akriliğin aromatik yapıda olmaması nedeniyle Plexipop’un sintilasyon ışık verimi klasik plastik sintilatörlerin dörtte biri kadar olmuştur. Zaman içinde geliştirilen sintilatörlerde yavaş cevap süresi ve zayıf mekanik özelliklerinden kaynaklanan problemler devam etmiştir. Bu nedenlerden dolayı 1980’li yıllara kadaryüksek kalitede ve düşük maliyetli sintilatörlerin üretilmesinde istenen sonuçlar alınamamıştır. Son on yıl içerisinde ekstürüzyon yöntemi, düşük maliyetli yüksek kalitede plastik sintilatör malzemelerin hazırlanmasında son derece popüler hale gelmiştir. Bu çalışmada ekstürüzyon ve basınçlı kalıplama metodu ile ticari PS pelletier kullanılarak düşük maliyetli plastik sintilatör üretiminin ön çalışmalarının gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla floresant dopantlar içeren PS bloklar Haziran 2008’de SANAEM’de bulunan ekstrüder ve pres cihazları kullanılarak hazırlanmıştır. Ekstrüzyon cihazına bağlanabilecek uygun kalıp tasarımı yapılarak ürünün kalıplanabilmesi için en uygun çalışma sıcaklığı, basma hızı ve basıncı gibi optimum üretim parametreleri bulunmuş ve belirlenen optimum param et reler ile 12 Haziran 2008 tarihinde iki adet PS Sintilatör bloğu üretilmiştir. Hazırlanan plastik sintilatör blokların bir tanesinde optik ve mekanik testler yapılmış diğerinin farklı radyoaktif kaynaklara karşı cevabı ölçülmüştür. 10x5x40 cm boyutlarında üretilen plastik Sintilatör bloklarının optik, mekanik özellikleri ile değişik radyasyon kaynaklarına verdikleri tepkiler incelenmiş ve sonuçlar, PVT ana malzemesiyle üretilen ABD yapımı 13x8x120 cm ebatlarındaki LODLUM Sintilatör bloklarıyla karşılaştırılmıştır. Laboratuar ölçekli bu üretim sonucu elde edilen malzemenin optik özelliklerinin LODLUM’la aynı olduğu, SANAEM’de hazırlanan PS sintilatörün mekanik özellikler bakımından LODLUM’a eşit veya daha iyi olduğunu bulunmuştur. Çeşitli radyoaktif kaynaklarla yapılan ölçüm çalışmaları, iki plastik Sintilatör bloğunun da alan ve/veya hacimleriyle (kaynağı gören katı açı ile) orantılı olarak benzer sonuçları verdiğini göstermiştir. Bu çalışma, yurt dışından temin edilen plastik sintilatörlerin, SANAEM araştırma merkezindeki imkanlarla üretilebileceğini ve bu plastik sintilatörlerin yurt içinde ve sınır kapılarında radyoaktif malzemelerin tespiti amacıyla kullanılabileceğini göstermiştir.