Tez 1990-1999 yılları
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Tez 1990-1999 yılları by Title
Now showing 1 - 12 of 12
Results Per Page
Sort Options
Item (134)Cs ve (241)Am biyokinetiğinin üç farklı organizma için incelenmesi ve kesikli zaman modeli ile yeni bir değerlendirme(İstanbul Teknik Üniversitesi, Nükleer Enerji Enstitüsü, 1999-05) Güngör, Nurdan; Tuğrul, Beril; TAEK-ÇNAEMBu çalışmada, çok bilinen bir midye türü olan M. galloprovincialis ile bir gastrapod türü olan P. coerulea ve makroalg türü E. linza biyoindikatör organizma olarak seçilerek, (134)Cs ve (241)Am radyoizotoplarının biyokinetiğine ilişkin olarak Karadeniz şartları için orjinal deneyler hem biyobirikim ve hem de biyoatılım için yapılmıştır. Bu şekilde en az üç farklı yönden orijinalite içeren deneyler büyük bir titizlikle yapılmış ve alman deney sonuçlarından hareketle klasik matematiksel model yardımıyla biyokinetik parametereler hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar, deneylerimizin orijinalliği nedeniyle tam benzeri bulunmasa da nispeten yakın olan çalışmalarla mertebe olarak karşılaştırılmış ve genel bir uyum olduğu görülmüştür. Bu tez çalışmasında, biyokinetik için yeni bir model uygulaması önerilmekte olup, bu model “kesikli zaman modeIi”dir. Bu model kullanılarak kayıp deneyleri hızlı ve kolay bir şekilde değerlendirilebilmektedir. Yapılan mukayeseli çalışmalar göstermiştir ki; kesikli zaman modeli ile hesaplanan azalma faktörü (r) ile kayıp işleminin kalitesi belirlenebilmektedir. Ayrıca, kesikli zaman modeli ile hesaplanan azalma faktörü (r) l’e yakınsadığında organizmadaki kayıp işlemi yavaşlamakta ve biyolojik yarı ömür uzun olmaktadır. Diğer taraftan biyolojik arınma sabiti (k) sıfıra yakınsamaktadır. Fazla olarak, kayıp deneyi azalma faktörü (r) 1'e yakınsadığında durdurulabilir. Biyokayıp deneyinin uygun güvenirlilikle ve hızlı bir şekilde kesikli zaman modeli ile değerlendirilebileceği bu tez çalışmasıyla mukayeseli irdelemelerle gösterilmiş olmaktadır.Item Bizmut, indiyum, kurşun ve antimonun etaas ile tayinlerinde uygun ortam düzenleyici madde sisteminin araştırılması(Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996-09) Acar, Orhan; Türker, Rehber; 12267; TAEK-ANAEMBu çalışmada, Zeeman elektrotermal atomik absorpsiyon spektrometre (ETAAS)’de Bi, İn, Pb ve Sb elementlerinin termal kararlılığına Pd, Rh, Ru, Pt, W, Mo, Ni ve karışımlarının ortam düzenleyici olarak etkileri karşılaştırmalı ve sistematik bir şekilde araştırılmıştır. Karışık ortam düzenleyiciler ile birlikte indirgen madde olarak tartarik asitin (TA) etkisi de çalışılmıştır. Tekli ve karışık ortam düzenleyicilerin optimum kütleleri tayin edilmiştir. Bu kütle oranlarındaki tekli, veya karışık ortam düzenleyici varlığında, Bi, İn, Pb ve Sb elementlerinin maksimum kül etme sıcaklıkları bulunmuştur. Bi için W+Pd+TA ve Mo+Pd+TA ; İn için Mo+Pd, Ni+Pd, Ni+Pd+TA ve Ni+Pt+TA ; Pb için Pd+Rh+Pt ve Sb için W+Pd+TA ortam düzenleyici karışımlarının en uygun olduğu bulunmuştur. Bu ortam düzenleyici karışımları tayin elementlerinin kül etme sıcaklıklarını 1350-1550°C’a kadar artırmıştır. Uygun ortam düzenleyiciler; yüksek derişimlerde NaCI, MgCI2, CaCI2 gibi tuzlar içeren sentetik tuzlu su örneklerinde Bi, İn, Pb ve AGV-1, JG-1a, Wismuterz II gibi jeolojik referans örneklerinde Bi ve Pb tayini için uygulanmıştır. Karışık ortam düzenleyicilerin kullanılması ile sonuçların doğruluğu ve kesinliği artmış ve bütün elementler için % 97’nin üzerinde geri kazanım sağlanmıştır.Item Değişik fiziksel şartlar altında yapılan geçiş metal iyon katkılandırmalarının EPR incelemesi(Ondokuzmayıs Üniversitesi, Fizik Anabilim Dalı, 2006) Bıyık, Recep; Tapramaz, Recep; 0000-0001-7929-4395; TAEK-ÇNAEMBu çalışma iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda VO2+ iyonu katkılı potasyum di-hidrojen fosfat (KH2PO4), potasyum tetra oksalat di-hidrat (KHC2O4.H2C2O4.2H2O), l−alanin (CH3H7NO2) tek kristalleri ve Cu2+ iyonu katkılı potasyum di-hidrojen fosfat (KH2PO4), çinko sakkarin di-metil etilen di-amin [Zn(Sac)2(dmen)], çinko sakkarin N, N’propil amin etilen di-amin [Zn(sac)2(paen)] tek kristallerinin EPR incelemesi yapılmıştır. Çalışmanın ikinci kısmında ise günlük hayatta oldukça sık tüketilen ve ülkemizde üretilip işlenen siyah çay değişik ön-işlemlerden geçirilerek EPR tekniği ile incelenmiştir. Yüksek elektrik alan altında hazırlanan VO2+ katkılı KH2PO4 tek kristalinin oda sıcaklığında EPR ve optik absorpsiyon spektrumlarının analizi yapılmıştır. VO2+ merkezlerine ait 4 farklı yerin iki farklı grup altında toplanabileceği görülmüştür. Toz spektrumdan elde edilen veriler tek kristal değerleri ile uyum içindedir. VO2+ iyonları K+ iyonları ile yer değiştirmiştir. EPR ve optik absorpsiyon verileri bir arada kullanılarak vanadyum iyonu için spin-Hamiltonien parametreleri ve molekül yörünge katsayıları hesaplanmıştır. Yüksek elektrik alan altında hazırlanan VO2+ katkılı potasyum tetra oksalat dihidrat (KTO) tek kristalinin EPR çalışması optik absorpsiyon spektrum verileri kullanılarak yapılmıştır. EPR spektrumlarında farklı şiddetli iki grup sekizli çizgi kaydedilmiştir. Gerçekte spektrumda şiddetli çizgiler ligand konumundaki oksalat içine katkılanmış VO2+ iyonundan, zayıf şiddetli çizgiler ise hemen hemen aynı yapı ve yerleşime sahip ara boşluklara yerleşmiş iyonlardan kaynaklanmaktadır. Tek kristal, toz spektrum ve simülasyon değerleri ile uyum içindedir. Vanadyum iyonları K+ iyonu ile yer değiştirmiştir. Sıcaklık yavaşça azaltılarak elde edilen VO2+ katkılı l-alanin tek kristalinin EPR spektrumlarının analizi sonucunda üç farklı paramanyetik merkezin varlığı ortaya konmuştur. Ayrıntılı spektrumda çizgilerin 1:2:1 şiddetinde üçe yarıldığı gözlenmiştir. VO2+ iyonuna yakın duran NH2 grubuna bağlı iki hidrojen bu yönelimde özdeş davranmaktadır. g ve A değerlerine bakıldığında ise paramanyetik merkezin rombik yerel simetri özelliği gösterdiği söylenebilir. Yüksek elektrik alan altında hazırlanan Cu2+ katkılı KH2PO4 tek kristalinin EPR spektrumlarının analizi sonucu Cu2+’ya ait 4 farklı merkezin olduğu ve bu merkezlerin EPR parametreleri birbirlerine yakın iki farklı yapılı paramanyetik merkez olarak ele alınabileceği anlaşılmıştır. Cu2+’ya ait taban durumu dalga fonksiyonlarının katsayıları g ve A esas eksen değerlerinin rombik simetrisi için hesaplanmıştır. Cu2+ yeni sentezlenen [Zn(sac)2(paen)] ve [Zn(sac)2(dmen)] bileşiklerine katkılandırılarak tek kristallerinin EPR incelemesi yapılmıştır. [Zn(sac)2(paen)] ligand konumundaki atomlarla oktahedral, [Zn(sac)2(dmen)] ise tetrahedral bir çevrede kompleks oluşturmuştur. İki farklı simetri kompleksi için taban durumu dalga fonksiyonları farklı olarak ele alınmıştır. EPR ve moleküler yörünge parametre değerlerine göre kompleks yapının bozulum derecesi ortaya konmuştur. Çay (Camellia Sinensis) dünyada sudan sonra, siyah (fermente olmuş) ve yeşil (fermente olmamış ) çay olmak üzere en çok tüketilen içecektir ve aynı zamanda rahatlatıcı, antioksidan ve besleyici etkisi olduğu bilinmektedir. Ülkemizde Karadeniz sahilleri boyunca yetiştirilen çayın yeşil çay yapraklarında ve siyah çayla demlenmiş çayın sulu çözeltisinde Fe3+, Mn2+ kompleks merkezleri kaydedilirken çayın demi kurutulduktan sonra çay yapraklarında bu merkezlere ek olarak semikinon radikali gözlenmiştir. Paramanyetik merkezlerin kaynakları tartışılmıştır. Sıcaklığın, doğal ve sentetik tatlandırıcıların, geçiş metal iyon katkılandırmanın paramanyetik merkezler üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Sentetik tatlandırıcıların paramanyetik merkezler üzerinde herhangi bir etkisi olmazken beyaz şekerin semikinon radikalini ve Mn2+ merkezini söndürdüğü görülmüştür. Geçiş metal iyonları çayın yapısının önemli bir kısmını oluşturan fenol grupları ile kompleks oluşturmuştur. Bu kompleksin yapısı açıklanmaya çalışılmış ve sıcaklığın bu kompleks yapıları üzerine etkisi irdelenmiştir.Item Diagnostık x-ışını sistemlerinin kalite kontrolü ile organ dozlarının azaltılması ve görüntü kalitesinin artırılması(Hacettepe Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı, 1990) Aksu, Y. Levent; Kendi, Engin; TAEK-RSGDBu çalışmada; diagnostik amaçla kullanılan X-ışını sisteminin doz çıkışı, banyo sıcaklığı, grid, tüp gerilimi kolimatör, filtre ve tüp açısı parametrelerinin, (PA) akciğer çekiminde organ dozları ve görüntü kalitesine olan etkileri incelenmiştir. Akciğer çekimleri ile doz ölçümlerinde, insan benzeşimini veren Rando fantom kullanılmıştır. Doz ölçümleri akciğer (hedef), troid ve gonad (hedef olmayan) organları üzerinde termolüminesans dozimetreler (TLD) ile yapılmıştır. Görüntü kalitesi için kontrast indeksi ölçülmüş ve ayrıca radyoloji uzmanları tarafından filmlerin nitel olarak değerlendirmesi yapılmıştır. Tüp çıkışındaki değişimler, kontrastın ve organ dozlarının artmasına veya azalmasına neden olmaktadır. Tekraredilebilirlik, lineerite ve ışınlama zamanında oluşabilecek problemlerin görüntü kalitesi ve organ dozlarını etkiledikleri görülmüştür. Gridsiz çekimlerdeki organ dozlarının düşük olmasına karşılık görüntü kalitesi, gridli çekime göre oldukça bozulmaktadır. Artan kVp ile kontrast ve akciğer dozunun azaldığı, gonad dozunun ise arttığı gözlenmiştir. Kolimatörlerde oluşabilecek 5 cm.’lik ayar bozukluğu, troid dozunu yaklaşık iki kat, 15 cm.’lik ayar bozukluğu ise gonad dozunu 10 kat artırmaktadır. Toplam filtrelemeye, eklenen filtrelerin doza ve kontrasta olan katkısı nisbeten düşüktür. Tüp çıkış açısında 4°’lik değişiklik gonad dozunu 10 kat artırmaktadır.Item Difüzyonun iki boyutlu uzayda cellular automaton ile incelenmesi(Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997-07) Turhan, Şeref; Aktekin, Nevzat; 20000; TAEK-ANAEMChopard-Droz-Kolb cellular automatom diğer simülasyon yöntemlerine karşı hız üstünlüğüne sahiptir. Ancak, bu cellular automatonda iki boyutlu uzay için sadece birkaç nicelik, sonsuz örgüyü temsil etmek üzere bir tane örgü üzerinde} hesaplanmaktadır. Diğer simülasyon yöntemlerinin yerme kullanılıp kullanılamayacağına karar verilebilmesi için, değerleri iyi bilinen niceliklerin tümüne karşı denenmesi gerekmektedir. Çünkü bu cellular automatonın dayandığı kuraldan yola çıkılarak ulaşılan diferansiyel denklem, difüzyon denklemine ek bir terim içermekte, ve bu terimin hangi niceliğin değerine ne kadar katkı getireceği önceden bilinememektedir. Simülasyonlar, cephe oluşturan difüzyon için, iki boyutlu uzayda ve kare gözlü örgüde, difüzyon doğrultusuna dik örgü kenarı ve kaynak ile tuzak arasındaki uzaklık sistemli biçimde değiştirilerek, yapılmaktadır. Simülasyon sonucunda hesaplanan nicelikler şunlardır: Perkolasyon eşiği, dinamik üs, “sonsuz” küme ve difüzyon cephesinin ffaktal boyutları, difüzyon cephesi ile ilgili αN ve αδ üsleri, perkolasyon teorisindeki v ve β kritik üsleri ve difüzyon sabiti. Bu değerlerin tümü, mevcut simülasyon, perkolasyon teorisi ve analitik çözüm sonuçlan ile uyum içindedir. Buna göre Chopard-Droz-Kolb cellular automatom diğer difüzyon simülasyon yöntemleri yerine kullanılabilir.Item Economical analysis of the back end of the nuclear fuel cycle(Hacettepe University, 1998-02) Soyer, Ali Erkan; TAEK-NGDKapalı nükleer yakıt çevriminin avantajları arasında değerli nükleer yakıt maddelerinin tekrar kullanımını sağlayarak kaynak israfını önlemesi ve atıkların düşük hacimde güvenli şekilde tasfiyesine imkan vererek çevresel korumaya önemli bir katkı sağlaması sayılabilir. Bu avantajlara ekonomik avantaj da eklenebilirse açık çevrime göre tercih edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Tipik bir LWR (Hafif-Su Reaktörü) yakıt çevrimi referans alınarak; farklı uranyum fiyatları ve yeniden imleme ve MOX (Karışık Oksid) yakıt fabrikasyon maliyetleri için, kullanılmış MOX'un tasfiye edildiği ve yeniden işlendiği kapalı çevrimlerin açık çevrim ile ekonomik mukayesesi yapılmıştır. Maliyet hesaplamaları için literatürden sağlanan birim işlem maliyetleri kullanılmış ve simplex metoduna dayanan bir bilgisayar programı hazırlanmıştır. Değişik fiyat/maliyet durumları için kapalı çevrim maliyetini açık çevrim maliyetine eşit kılan yeniden imleme maliyetleri hesaplanmış ve bunun uranyum fiyatları ve MOX fabrikasyon maliyetleri ile olan ilişkisi belirlenmiştir. Ayrıca yakıt çevriminde yer alan işlemlerin toplam maliyetteki payları ve etkileri incelenmiştir.Item Nötron spektrometresi ile tomografi ve hacimsel malzemelerin tahribatsız analizi(İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999-10) Reyhancan, İskender Atilla; Güven, H. Hüseyin; 10502; TAEK-ÇNAEMYıllardır terörizm amaçlı kullanılan patlayıcıların veya kaçakçılık maddelerinden olan narkotiklerin bagaj veya kargolarda tahribatsız olarak (veya bagaj açılmadan) yerinin kısa bir sürede tesbit edilmesi için bir çok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalarda farklı yöntemlerin kullanıldığı cihazlar üretilmiştir ve halen gümrüklerde hizmet vermektedirler. Bu çalışmada tahribatsız olarak hacimsel malzemelerin analizi için elektrik yükü sıfır ve giriciliği oldukça yüksek olan tek enerjili hızlı nötronlar kullanılmıştır. Nötronların üretimi için, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM), Fizik Bölümü’nde faal halde bulunan 150 kV yüksek gerilime sahip düşük enerjili iyon hızlandırıcısından faydalanılmıştır. Hacimsel malzeme içinde nötronların transmisyon miktarının ölçülmesi için Nötron Uçuş Zamanı Ölçümü (TOF) tekniğinden yararlanılmıştır. Bu teknikte, nötronların üretildiği anın tesbit edilebilmesi için bir Ortak Tanecik Hedef Odası imal edilmiş ve J-15 hızlandırıcısına monte edilmiştir. Böylelikle nötrona enerji ve saçılma açısı bakımından bağımlı olan alfa taneciklerinin ölçülmesi ile nötronların hedeften çıkış anı belirlenebilmektedir. Tomografik görüntülemenin yapılabilmesi için daha önce ÇNAEM Fizik Bölümünde geliştirilmiş olan ve dört kısımdan oluşan Bilgisayarlı Tomografi programı kullanılmıştır. Bu program belli boyuttaki nötron demetinin malzeme içinde transmisyon miktarının belirlenmesi ile alınan sayımları değerlendirerek görüntüleme yapmaktadır. Bu nedenle programa uygun olarak nötron demetinin elde edilebilmesi için bir kolimatör sistemi geliştirildi. Dedeksiyon ve kolimatör sisteminin test edilmesi için çeşitli elementlerin 14 MeV enerjili nötronlar için toplam etki kesitleri ölçüldü. Ölçüm için hem nötron uçuş zamanı yöntemi (TOF) hemde nötron spektrumunu açma yöntemi kullanılmıştır. Her iki yöntem ile yapılan ölçümlerin hemen hemen birbirine yakın olduğu ve ENDF B-VI (Evaluated Nuclear Data File) ile uyuştuğu görülmüştür. Seçilen çeşitli yoğunluklardaki malzeme topluluğunun (polietilen, alüminyum, demir, kurşun) tomografik olarak görüntülemesi için bir benzeşim (simülasyon) görüntüsü elde edildi. Böylelikle seçilen dönme açısı için yapılan öteleme hareketleri ile alınan sayımların tomografi programı ile değerlendirilmesi yapıldı ve görüntü elde edildi. Alınan görüntü ile hem boşluklar hem de yoğunluk farklılıkları ortaya çıkarılmış oldu.Item Bir polarize döteron hedefin polarizasyon miktarının ölçülmesi(İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Reyhancan, İskender Atilla; Güven, H. Hüseyin; 10502; TAEK-ÇNAEMAvrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)’de Spin Muon Collaboration (SMC) deneyinde nükleonların spine bağlı yapı fonksiyonları (gp1 ve gn1) ölçülmektedir. Bunun için enerjisi 200 GeV’ye kadar olan polarize leptonların (µ+), polarize edilmiş nükleonlardan (proton ve nötron için döteron) derin inelastik saçılmasına bakılmaktadır. Bu spine bağlı yapı fonksiyonlarını hesaplayabilmek için deneyin kalbi sayılan hedefin polarizasyon miktarını iyi bir doğrulukla bilmek gereklidir. Bu nedenle polarizasyonu ölçmek için Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) tekniği kullanılmaktadır. Bunun için Radyofrekans (RF), Alçakfrekans (LF) ve sayısal (dijital) bölümlerinden oluşan NMR devresi kullanıldı. Bu devreden elde edilen NMR spektrumlarını kullanarak Isısal Denge (TE) veya Asimetri metotlarıyla hedefin polarizasyonu ölçülebilir. Deneyin çalışması esnasında diğer adı Alan metodu olan TE metotu kullanılmaktadır. Bu metotda hedefin polarizasyonu ile TE(NMR) spektru- munun altındaki alan arasında bir doğru orantı vardır. Buradaki orantı sabiti ise TE kalibrasyonu yapılarak bulunmaktadır. Diğer bir metot olan asimetri metotunda ise polarizasyon, NMR devresinden elde edilen spektrumun bir fonksiyona fit edilmesi ile spektrumun tepeleri arasındaki oran (R) bulunmaktadır. Bu iki metotla bulunan polarizasyon değerlerinin birbirlerine çok iyi bir uyum içinde oldukları görülmektedir.Item Sintilasyon dedektorlerı için yanıt fonksiyonlarının belirlenmesi(İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995-07) Elmalı, Adnan; Akdeniz, K. Gediz; TAEK-ÇNAEMYüksek Enerji ve Plazma Fiziği dalında da kıllamlmaya başlanan Sintilasyon dedektörlerinin yanıt fonksiyonlarını belirlemede önemli bir teknik olan uçuş süresi tekniğini (Time of Flight Technique) bir 5.01 cm. x 5.01 cm. NE-213 sıvı sintilasyon dedektörüne başarıyla uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar bu konuda mevcut teorik ve deneysel bulgularla karşılaştırılmış ve deneysel belirsizlikler içinde uyuşumların çok İyi olduğu görülmüştür.Item Studies on feasiblity of hydrochloric acid recycle and iron-II-chloride recovery in pickling operation in steel cord industry(The Middle East Technical University, The Department Of Chemical Engıneering, 1999-09) Özdemir, Tonguç; Kıncal, N. Suzan; Öztin, Cevdet; TAEK-RSGDBu tez çalışması esnasında, atık pikling banyosu sıvılarının uygulanabilir geri kazanım proseslerinin, proses sentezi ve tasarımlarının yapılması amaçlanmıştır. Ayrıca uygulanabilir proseslerin ekonomiksel karşılaştırılması yapılmıştır. Seçilen uygulanabilir prosesler HCl’in FeCl(2)’ye çevrilmesi, Evaporasyon Prosesi ve FeCl(2)’ün kristalizasyonu prosesleridir. İlk olarak HCl’in FeCl(2)’ye dönüştürülmesi prosesi çalışılmıştır. Bu proseste bütün kullanılmamış HCl, Fe ile reaksiyona sokulmak suretiyle sıvı FeCl(2) çözeltisi elde etmek amaçlanmaktadır. Evaporasyon prosesinde, literatür atık pikling sıvısı kompozisyonu baz olarak alınarak, değişik akış diyagramı alternatiflerinin bilgisayar simulasyonları yapılmış ve optimum proses akış diyagramı elde edilmiştir. Elde edilen optimum proses akış diyagramına göre, endüstriyel veriler için akış diyagramı entegrasyonu yapılmıştır. Evaporasyon prosesinde geri kazanım için iki alternatif bulunmaktadır, birincisi katı oluşumuna izin vermeyen geri kazanım prosesi diğeri ise katı oluşumuna izin veren geri kazanım prosesidir. Katı oluşumuna izin vermeyen geri kazanım prosesinde, sıvı fazda kalan HCl 'i bertaraf etmenin yolu HCl’in Fe ile reaksiyona girmesi ve FeCl(2) elde edilmesidir. Çalışılman üçüncü geri kazanım alternatifi ise FeCl(2)‘ün kristalizasyonu prosesidir. Ayrıca laboratuvar ölçeğinde atık pikling banyosu sıvısındaki FeCl(3)’ün hidrojenle reaksiyonuyla FeCl2 elde edilmiş ve bu reaksiyonun olabilirliği test edilmiştir. FeCl(3)’ün FeCl(2)’e indirgenmesi geri kazanılan taze asit içindeki FeCl3 birikimini önlemek için gereklidir. Kristalizasyon prosesinde taze banyo için eklenecek HCl’in kristalizasyon ünitesinden önce eklenmesi fikri uygulanarak FeCl(2) çözünürlüğü düşürülmüştür. Bütün alternatifler için ekipman fiyatları hesaplanmıştır. Sabit yatırım maliyeti, ekipman fiyatları baz alınarak hesaplanmış ve ayrıca bütün prosesler için yıllık çalışma maliyetleride hesaplanmıştır. Proses ekonomileri açısından alternatifler kıyaslanmıştır. En ekonomik proses HCl’in FeCl(2)’e çevrilmesi prosesi olarak bulunmuştur.Item Sulardan organik ve anorganik atıkların uzaklaştırılması(Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 1999) Karakelle, Bektaş; Tunçay, Melda; TAEK-ÇNAEMBu çalışmada sulardaki bazı anorganik ve organik kirliliklerin giderilmesi araştırıldı. Anorganik kirliliklere örnek olarak Zn, Cd, Co, Ni metallerinin iyonları ve organik kirliliğe örnek olarak acidol ile çalışıldı. Çevreye büyük zararlar verdiği bilinen bu kirliliklerin sulu çözeltilerden uzaklaştırılması için adsorpsiyon ve denge diyaliz yöntemleri kullanıldı. Adsorpsiyon çalışmalarında doğal bir adsorban olarak Bolu-Göynük yöresi bitümli şiştleri seçildi. Sularda anorganik kirlilik olarak bulunan iki değerlikli metal iyonlarının (Zn, Cd, Co, Ni) adsorpsiyon verilerinin Freundlinch, Langmuir ve Dubinin izotermlerine uygunluğu, pH ve sıcaklığın adsorpsiyon kapasitesine etkisi, zamana karşı yüzde uzaklaştırma, kolon verimleri ve desorpsiyon hızları araştırıldı. Langmuir adsorpsiyon izoterminin çalışılan tüm metal iyonlan için en yüksek korelasyon katsayısı verdiği bulundu. Metal iyonlarının y aim ve karışımlardan adsorpsiyon yüzdeleri karşılaştırıldı. Suda Anorganik kirlilik olarak bulunan iki değerlikli metal iyonlarının (Zn, Cd, Ni, Co) suda iyonlaşabilen bir Ligantla Dietilentriaminpentaasetik asit (DTPA) kalıcı kompleksleri oluşturularak, suda iyonlaşabilen katyonik bir polielektrolit olan PDADMAC tarafında elektrostatik olarak tutulması denge diyaliz yöntemiyle çalışıldı. Metallerin tek başına ve birlikte bulundukları ortamlar için diyaliz sonuçlan karşılaştırıldı. Bu metal iyonlarının denge diyaliz yöntemiyle uzaklaştmlmasma ortamda Cr04 ' , Ca ve Mg iyonlarının bulunmasının etkisi de araştıldı. DTPA, PDADMAC kanşımmın çalışılan metal ionlannı uzaklaştırmada etkili olduğu saptandı. Addolun sulu ortamdan meşe talaşı ve aktif karbon yüzeyinde adsorpsiyonu çalışıldı ve sonuçlar Langmuir izotermine uygulandı. Acidol’un PDADMAC tarafından tutunarak sulu ortamda denge diyaliz yöntemiyle uzaklaştırılması çalışıldı.Item VO2+ ve Cu2+ katkılı amonyum tetraoksalat Di-Hidrat tek kristalinin EPR incelemesi(Ondokuzmayıs Üniversitesi, Fizik Anabilim Dalı, 2000-09) Bıyık, Recep; Tapramaz, Recep; 0000-0001-7929-4395; TAEK-ÇNAEMBu çalışmada Cu2+ ve VO2+ katkılandırılmış Amonyum Tetraoksalt Di-Hidrat [NH4H3(C2O4)2].2.H2O (ATO) tek kristalinin EPR incelemesi yapılmıştır. Triklinic simetri grubuna ait bu kristallerde beklenildiği gibi tek site gözlenmiştir. Kristallerin oda sıcaklığında alınan spektrumlarının analizinde bu amaç için yapılmış bilgisayar programları kullanılmıştır. VO2+ katkılı tek kristallerdebize yapı hakkında bilgi veren spin-Hamiltonien ve dalga fonksiyonu terimleri tespit edilmiştir. Cu2+ katkılı tek kristallerde ise Jahn-Teller teoremi kullanılarak paramanyetik çevredeki eşlenmemiş elektronun taban durumu dalga fonksiyonu bulunmuştur.