Konferans 2010-2019 yılları
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item A simple method for estimating cosmic radiation doses for aircrew(Ankara University, Institute of Nuclear Sciences, 2014-08) Aksu, Levent; TAEKIn Turkey, about 15,000 people are employed as aircrew. In this study, the effective dose of the aircrew due to cosmic radiation has been proposed a simple method for estimating radiation dose. In this article, using CARI-6 program can run a new program has been prepared in EXCEL on the PC based Windows operating system. Using this program, various altitudes, latitude and longitude cosmic radiation dose rates were calculated. The results calculated using a simple method in comparison with the original CARI-6 calculated at several flight data flight doses has been found to be compatible. Using this method for 0 to 20,000 m in altitude cosmic radiation doses can be calculated without the need for another program.Item X- Işını floresans prensibi; HH_XRF spektrometre analizlerinde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar(HH-XRF 2019 Eski Eserlere Yeni Yaklaşımlar Çalıştayı, 2019-04) Zararsız, Abdullah; TAEK-Radyasyon ve Hızlandırıcı Teknolojileri Dairesi BaşkanlığıItem Gıda ışınlama uygulamaları(Türkiye Biyoetik Derneği, 2017-03) Uygun Sarıbay, Mine; TAEK-SANAEMYüzyıllar boyunca insanoğlu ürettiği gıdasını nasıl muhafaza edeceği kaygısı taşımıştır. Mikroorganizma ve böcek kontaminasyonu sonucunda depolama, taşıma ve pazarlama sırasında önemli miktarda gıda kayıpları oluşmaktadır. Bütün dünyada insan sağlığını tehdit eden özellikle patojenik bakteriler halk sağlığı açısından ciddi tehlike oluşturmuştur. Bozulmayı kontrol etmek ve gıda güvenliğini artırmak için birçok teknik (pastörizasyon, konserve teknolojisi, dondurma, kimyasal katkı maddeleri) geliştirilmiştir. Işınlama teknolojisini de bu teknikler arasında yer alır. Işınlama teknolojisi, bozulma etmeni olan organizmaları elimine etmek veya azaltmak amacıyla gıdaların, hızlandırılmış parçacık ve ışınların sahip olduğu enerjiye maruz bırakılması işlemidir. Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO), Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Kodeks Komisyonu (CAC), birçok ışınlanmış gıdanın kalitesi ve güvenliği konusunda ortak çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmalar sonucunda, ışınlama teknolojisinin tek veya başka bir yöntemle birlikte; gıdaların mikrobiyel güvenliğini sağlayan ve raf ömrünü uzatan bir teknoloji olduğu belirtilmiştir (IAEA 2009). Günümüzde 60’tan fazla ülkede bir veya birden fazla gıda ışınlanmaktadır. Çin, ABD ve Ukrayna’da Dünya’da ışınlanan gıdaların dörtte üçü ışınlamaktadır. Çin, ışınlanmış gıda ticareti konusunda en önemli ülkelerden biridir ve 200’den fazla onaylı ışınlama tesisi rapor edilmiştir. Buna rağmen, ışınlanmış gıda ticareti beklenilen rakamların altında kalmıştır. Bunun en önemli sebebi ise tüketici tarafından yeterince kabul görmemesidir. Bu da tüketicinin korkularından, bilgi eksikliğinden ve radyasyon hakkındaki ön yargılarından kaynaklanmaktadır. Böceklenmenin kontrolü gıda ışınlamanın en yaygın uygulamalarından biridir. Bunun için günümüzde tehlikeli kimyasal maddeler (metil bromür, etilen dibromür) kullanılmaktadır. Bu kimyasal maddeler zehirli gazlar sınıfında yer almaktadır ve birçok ülkede kullanımları yasak veya sınırlandırılmıştır (WHO 2005). Gıdalarda bulunan kimyasal kalıntılar sağlık açısından daha tehlikeli bir durum oluşturmaktadır. Bu nedenle, bilim insanları, gıda ışınlamanın kullanılma olanaklarını tüketiciye anlatmak ve önyargıyı ortadan kaldırmak ile sorumludur.Item Vezirköprü-Oymaağaç Höyük demir çağ seramiklerinin arkeometrik incelemesi(Türk Seramik Derneği, 2014-10) Kalaycı, Yakup; Kantoğlu, Ömer; Zararsız, Abdullah; Aksu, Erhan; TAEK-SANAEMItem Roos tipi parallel-plate iyon odalarının katı fantom (RW3) için transfer faktörünün belirlenmesi(Medikal Fizik Derneği, 2013-11) Kapdan, Enis; Yaşar, Doğan; Korkmaz, Muharrem; Zengin, Tülin; Aydın, Selim; Erez, Hasan; TAEK-ÇNAEMKliniklerde uygulanan radyoterapi tedavilerinde kullanılan iyon odalarının kalibrasyon işlemleri Standart Dozimetri Laboratuarlarında farklı metotlar kullanılarak yapılmaktadır. Bu metotlar Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından yayınlanan TRS-277 ve TRS-398 no’lu protokoller çerçevesinde uygulanmaktadır. Bu metotlara göre yapılan kalibrasyon hizmetlerini klinikler kendi imkânları çerçevesinde ilgili laboratuarlardan talep etmektedirler. Ülkemizde radyasyon metrolojisi konusunda kalibrasyon hizmeti, 1983 yılından beri Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM) bünyesinde bulunan Sekonder Standart Dozimetri Laboratuarı (SSDL), tarafından verilmektedir. Uluslararası organizasyonlar tarafından son yıllarda yayınlanan bildiri ve dokümanlarda, iyon odası kalibrasyonlarında TRS-398 no’lu protokol çerçevesinde, (NDW) suda absorblanan doz kalibrasyon yönteminin hem kullanıcı hem de standart dozimetri laboratuarları için tercih edilmesi özellikle tavsiye edilmektedir. Günümüzde gelişmiş ülkelerin hem Primer hem de Sekonder Standart Dozimetri Laboratuarlarında radyoterapi tedavilerinde kullanılan iyon odalarının kalibrasyon işlemleri, sadece suda absorblanan doz (NDW) kalibrasyon yöntemini kullanarak gerçekleştirilmektedir. Ülkemiz de bu konuda bir geçiş dönemi yaşamakta olup, suda absorblanan doz (NDW) kalibrasyon yöntemi daha çok tercih edilir hale gelmiştir. Bununla birlikte, ülkemizde bulunan birçok kuruluş tarafından özellikle yüksek enerjili foton ve elektron tedavileri için kullanılan parallel-plate iyon odalarının kalibrasyon işlemleri için kullanım kolaylıklarından dolayı TRS-277 protokolüne göre RW3 tipi katı fantomların kullanıldığı (ND) kalibrasyon yöntemi uygulanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, Roos tipi parallel-plate iyon odalarının, (RW3) tipi katı fantomlar kullanılarak doz ölçümlerinin yapılması durumunda, su fantomu kullanmaksızın su fantomu şartlarında oluşturulacak doz değerinin elde edilmesi için gereken dönüşüm faktörünün belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu transfer faktörünün belirlenmesi amacıyla hem deneysel hem de Monte Carlo doz simülasyonları yardımıyla teorik araştırmalar yapılmıştır. Deneysel çalışmalar sırasında, 4 adet farklı Roos tipi parallel-plate iyon odası ile farklı zamanlarda toplam 10 adet ölçümleme yapılarak faktörler her bir çalışma için ayrı ayrı belirlenmiştir. Daha sonra her bir çalışma sonucu belirlenen bu faktörlerin ortalaması alınarak sonuç faktör belirlenmiştir. Simulasyon çalışmalarında EGSnrc kodlu Monte Carlo doz simülasyon programı kullanılmış olup, standart ışınlama düzeneği software ortamında hem su fantomu hem de RW3 katı fantomu için oluşturularak, bu verilere göre transfer faktör belirlemiştir. Sonuç olarak, deneysel çalışmalar sonucu tespit edilen transfer faktör, bu çalışmalara ait belirsizlik değeri ile birlikte 1.011±0.0016 olarak, teorik çalışmalarda ise buna paralel şekilde 1.110±0.0024 olarak tespit edilmiştir.Item Suda absorblanan iyonize radyasyon dozları için yapılandırılmış primer ve sekonder standart (NDW) kalibrasyon teknikleri(Medikal Fizik Derneği, 2013-11) Kapdan, Enis; Yaşar, Doğan; Zengin, Tülin; Erez, Hasan; Aydın, Selim; Korkmaz, Muharrem; TAEK-ÇNAEMStandart iyonize radyasyon dozimetri laboratuarları dünya çapında Primer ve Sekonder Standart Dozimetri Laboratuarları (PSDL ve SSDL) olarak kullanım amaçlarına göre iki ana sınıfta toplanmıştır. PSDL’ lerin kuruluş amaçları temel olarak radyolojik ölçüm birimlerinin tanımlanması şeklinde anlatılabilmektedir. SSDL’ler ise PSDL’ler tarafından oluşturulmuş birimlerin referans olarak kabul edilip diğer radyolojik doz ölçüm sistemlerinin bu referans değerlere göre laboratuarların referans şartlarında belirlenen belirsizlik değerleri içerisinde, ölçüm yapmalarını sağlamaktadır. SSDL’lerde tespit edilen belirsizlik değerleri PSDL’lerde belirlenen değerlere göre göreceli olarak daha yüksek olmaktadır. Ülkemizde bulunan SSDL 1983 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM) bünyesinde kurulmuştur. ÇNAEM – SSDL’de yapılan suda absorblanmış doz (NDW) kalibrasyonlarında yer değiştirme metodu uygulanmaktadır. Physikalisch-Technische Bundesanstalt (PTB) adlı Almanya’da konumlanmış ulusal metroloji laboratuarı bünyesinde bulunan PSDL laboratuarı, NDW kalibrasyonları için su kalorimetre sistemlerini kullanmaktadır. Su kalorimetresi suda absorblanmış doz birimini oluşturmak için yapılandırılan en doğrudan yaklaşım olarak kabul edilmekte ve düşük standart ölçüm belirsizliği için uygun ortam oluşturmaktadır. Temel olarak kalorimetrik sistem, saf suyun radyasyona bağlı sıcaklık artış sabiti olan 0.24 mK Gy-1 değeri baz alarak tasarlanmıştır. Suda absorblanan kalorimetrik radyasyon dozu ölçümlerinin gerçekleştirilebilmesi için en önemli parametre belirli bir noktadaki radyasyona bağlı sıcaklık artış miktarlarının (ΔT) belirlenme aşamasıdır. Bununla birlikte, tüm iyon odaları doğrudan su kalorimetresi içinde kalibre edilebilmektedir. Işınlama sırasında 4 0C sabit sıcaklık altında, sıcaklık artışı yaklaşık 10 Ω luk bir dirence sahip, 0.25 mm yarıçap uzunluğunda iki adet termistör ile ölçülür. Kalibrasyon işlemlerinin en hassas çalışılması gereken kısmını şüphesiz belirsizlik hesaplamaları oluşturmaktadır. PTB-PSDL laboratuarında, ÇNAEM-SSDL dozimetri sistemleri için hazırlanmış suda absorblanmış doz NDW kalibrasyonları belirsizlik değeri %95 güvenirlilik seviyesinde, % 0.15 olarak tespit edilmiş, ÇNAEM-SSDL’ de kullanıcı dozimetri sistemleri için belirlenen suda absorblanmış doz NDW kalibrasyonları için belirsizlik değeri %95 güvenirlilik seviyesinde, % 0.8 olarak tespit edilmiştir. Özellikle elektronik ve bilgisayar yazılım sektörlerinde gelişen teknoloji ile birlikte yapılan çalışmalar sonucunda radyasyon metrolojisi de daha hassas ölçümler yapabilecek ve oluşturulan kalibrasyon faktörleri daha düşük belirsizlik değerleriyle ifade edilecektir. Bu çalışma kapsamında, PTB-PSDL laboratuarında uygulanan suda absorblanmış doz kalibrasyon teknikleri (NDW) ile ÇNAEM-SSDL laboratuarında gerçekleştirilen kalibrasyon teknikleri (NDW) incelenmekte ve uygulama farklılıkları karşılaştırılmaktadır.Item Uşak Müzesi Lidya eserleri (karun hazineleri), metal analizleri(Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 2013-01) Zararsız, Abdullah; Özen, Latif; Aydın, Mahmut; TAEK-SANAEMM.Ö.560 – 546 tarihlerinde arasında hüküm sürdüğü bilinen Lidya kralı Kroisos (Karun) dönemine ait çoğu kaçakçılık yoluyla yurtdışına çıkartılan ve büyük mücadeleler sonucu 1993 yılında geri getirilen eserler Uşak Müzesi Lidya Eserleri Koleksiyonuna Karun Hazineleri adı verilmektedir. Hazinede bulunan eser yalnızca ABD den gelen eserlerden oluşmayıp Müze Kurtarma Kazıları ve diğer müzelerden eserlerin bir araya getirilmesiyle oluşan hazine 432 parçadan oluşmaktadır. Koleksiyonun Metal Eserleri, Taşınabilir X Işınları Floresans spektrometresi (P_XRF) ile ilk kez analiz edilmiştir. Analiz sonuçları göz önünde bulundurularak eserlerin restorasyonları Anadolu Medeniyetleri Müzesi laboratuar ekibi tarafından yapılmıştır. Tüm analiz sonuçları kayıt altına alınmış ve eser envanterlerine işlenmiştir. Ayrıca eserlerin analiz sonuçları istatistik değerlendirme yapılarak sınıflandırılmaya çalışılmıştır.Item Işınlanmış nohut ve kuru fasulye örneklerinin DNA komet analizi ile tespit edilmesi(TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, 2013-11) Erel, Yakup; Yazıcı, Nizamettin; Aylangan, Ayça; TAEK-SANAEMBu çalışmada, 3 farklı ışınlama dozu (0.25; 0.50 ve 1.00 kGy) uygulanan nohut ve kuru fasulye örneklerinde ışınlamanın tespiti amacıyla tek hücre mikrojel elektroforezi (DNA komet analizi) kullanılmıştır. DNA komet analizi sonuçları fotomikroskopi ve görüntü analizi ile birlikte değerlendirilmiştir. Bitkisel materyalden soğuk fosfatla tamponlanmış tuz çözeltisinde izole edilen hücrelere oda sıcaklığında 2 V/cm gerilimde 2 dakika süre boyunca elektroforez uygulanmıştır. Etidyum bromür ile boyamadan sonra, floresans mikroskop ile değerlendirme yapılmıştır. Işınlanan örneklerde, parçalanmış DNA anota doğru kuyruk oluşturacak şekilde göç etmiştir. Mikroskopik ölçümler BS 200 ProP görüntü analizi (BS 200 ProP, BAB Imaging System, Ankara, Turkey) kullanarak değerlendirilmiştir. Işınlanmamış örnekler yuvarlak veya konik veya çok az yayılmış DNA içeren çekirdek şeklinde görülmektedir. 0.25; 0.50 ve 1.00 kGy’lik dozlarda ışınlanan örneklerde ise doza bağlı olarak artan kuyruk oluşumu dikkati çekmektedir. Sonuç olarak, DNA komet analizi TS EN 13874 standard metodu ile ışınlanmış nohut ve kuru fasulye örnekleri ışınlanmamış örneklerden başarılı bir şekilde ayırt edilmiştir. Ayrıca, yöntem görüntü analizi ile birlikte kullanılarak nicel veriler değerlendirme aşamasında, uygulanan dozların tahmin edilmesine katkı sağlamıştır.Item Radyolojide temel güvenlik standartları(Türk Radyoloji Derneği, 2014-11) Parmaksız, Aydın; AAH-5187-2020; 0000-0003-4000-5175; TAEK-SANAEMItem Referans standart dozimetre sistemlerinin izlenebilirliği(TMMOB Makina Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi, 2013-09) Zengin, Tülin; Kapdan, Enis; Aydın, Selim; Korkmaz, Muharrem; Erez, Hasan; Yaşar, DoğanÇekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM), Sekonder Standart Dozimetre laboratuvarı (SSDL); Türkiye’nin ulusal sekonder standart dozimetri laboratuvarıdır ve medikal alanda radyasyon dozu ölçümünde kullanılan dozimetre ve doz hızı ölçerlerin kalibrasyonlarını sağlamaktadır. Bu bağlamda, tedavi düzeyli dozimetre kalibrasyonlarında uygulanan iki ayrı yöntemden akreditedir. Sekonder standardın izlenebilirliği için öncelikle, Primer Standart Dozimetri Laboratuvarı (PSDL) The Physikalisch-Technische Bundesanstalt (PTB)’de belirli aralıklarla kalibre ettirilmektedir. Ayrıca düzenli olarak, laboratuvar standart koşullarında standart kontrol kaynağı ile ölçüm alınarak kararlı okuma kabiliyeti tespit edilip kayıt altına alınmaktadır. Böylelikle SSDL Standart Dozimetre Sistemlerinin performansı kontrol edilmekte ve izlenebilirliği sağlanmaktadır. İzlenebilirlik için yukarıda anlatılan çalışmalar sonucunda; SSDL’de kullanılan referans ve standart dozimetre sistemlerinin ölçüm okuma değerlerinin istenilen ve beklenilen aralıkta kaldığı görülmüştür. Bu çalışmalar dışında, SSDL, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından düzenlenen ve SSDL’ler arasında yapılan “IAEA/WHO TLD Postal Dose Quality Audit for Co-60 Gamma Beam” adlı karşılaştırma programına her yıl katılmaktadır. Son 10 yılın katılım sonuçları ± % 3,5 referans aralık içerisinde kalmıştır.Item Kültür varlıklarının incelenmesinde radyografinin kullanımı(Yıldız Teknik Üniversitesi, 2013-10-02) Genç, Uğur; Ekinci, Şinasi; Aksu, Mehmet; Başsarı, Asiye; 0000-0001-6457-8862; TAEK-ÇNAEMRadyografi, arkeolojik ve tarihi sanat eserlerinin incelenmesinde çeşitli amaçlarla kullanılabilen önemli bir tahribatsız muayene tekniğidir. Bu teknik, konservasyon işleminden önce objelerin durumunun değerlendirilmesinde, kullanılan malzemelerin iç yapılarının görülmesinde, yapım metotlarını incelemede, sanat eserlerindeki gizli işaretleri ve sahteciliği ortaya çıkarmada, mumyalarda gizlenmiş cisimlerin belirlenmesinde, vb. birçok amaçla kullanılmaktadır. Radyografik teknikler, kağıt, ağaç, kumaş, seramik, metal, insan ve hayvan kalıntıları gibi çeşitli malzemelere uygulanabilir. Radyografik muayene ile korozyon altında gizlenmiş cisimler ve resimlerin altında kalmış bir önceki resimler görüntülenebilir. Tüm bu özellikler radyografiyi kültürel mirasın incelenmesinde çok değerli ve önemli bir araç haline getirmiştir. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde arkeolojik objeler üzerinde yapılan arkeometrik incelemeler, İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvan Müdürlüğü ve İstanbul Arkeoloji Müzesi ile işbirliği halinde yürütülmektedir. Ayrıca, Rezzan Has Müzesi ile de ortak çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışma, arkeoloji ve koruma-onanm uzmanlarının yürüttüğü restorasyon, konservasyon, tarihleme, replika işlemleri, envanter ve arşivleme çalışmalarına destek vermek amacıyla arkeolojik objeler üzerinde yapılan radyografik incelemeleri anlatmaktadır. İncelemeler, Bizans dönemine ait çapalar, Haliç Zinciri, Sultan Ahmet Meydanı’nda bulunan Roma Dönemine ait Yılanlı Sütun’dan koptuğu düşünülen yılan kafası ve çeşitli metal eserler üzerinde yapılmıştır. Muayene edilen objelerden elde edilen bulgular, objeler üzerinde yapılacak çalışmalara destek olmak ve üretim yöntemlerini değerlendirmek üzere ilgili uzmanlar ile paylaşılmıştır.Item Kültür varlıklarının incelenmesinde X-ışını floresans analiz tekniğinin kullanımı(Yıldız Teknik Üniversitesi, 2013-10-02) Genç, Uğur; Başsarı, Asiye; Ekinci, Şinasi; 0000-0001-6457-8862; TAEK-ÇNAEMKültür mirası, Bir ülkenin kültür mirası geçmişine ilişkin temel bilgi kaynağıdır. Kültür mirası temelde topluma ait değerler ve varlıklardan oluştuğu için bu mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması toplumun tamamını kapsayan bir sorumluluktur. Bu nesnelerin sınıflandırılması, korunması ve restore edilmesi bilimsel, teknik ve tarihi bilgi birikimi gerektirir. Bu nesnelerin kimyasal yapılan, bunlann nitelenmesinde asli bir rol üstlenmektedir: Bu bağlamda, nükleer analitik teknikler özellikle kullanışlı olmaktadır. Literatürde, seramik, taş ve metal eserler, resimler, heykeller ve arkeolojik kalıntılar gibi çok çeşitli kültür mirası nesneleri ne ilişkin çalışmalarda bu tekniklerin uygulandığı birçok örnek bulunmaktadır. Bazı durumlarda, bu bilgiler eserlerin orijinalliğini doğrulama işlemlerinde tamamlayıcı bilgiler sağlamak suretiyle yasa dışı eser kaçakçılığı ile mücadelede de faydalı olabilmektedir. Kültür varlıklannın kopyalanması veya kaçakçılığı hususunda nükleer analitik teknikler, doğrudan tarih belirleme teknikleri veya nesnelerin yerleşik kimyasal yapı örgüleri ya da orijinal eserin yapımında kullanılan ham maddelerin yapıları ile kıyaslama yoluyla bir eserin belirli tarih dönemi veya kültüre ait olduğunun tespitinde de kullanılır. Çapraz başvurular ve belgelendirme kanıtları ile tarihi eserleri belgelendiren veri tabanları oluşturulması ve nitelendirme verileri de büyük önem arz etmektedir. Veri tabanları, eski müze koleksiyonlarının yeni bilgi kaynakları olarak kullanılmasına, yeni bulguların kıyaslanmasına veya kuşkulu eserlerin kimyasal özellikleri belirlenmiş yapı özellikleri ile karşılaştırılmasına veya koruma, restorasyon, tarihi, arkeoloji ve bu alanlarda yapılacak araştırmalara imkan sağlar.Item Precise irrigation scheduling using soil moisture sensors(European Confederation of Soil Science Societies (ECSSS), 2016-07) Akın, Ali İbrahim; Ünlenen, Levent Abdullah; TAEK-SANAEMItem Mutasyon ıslahı ile geliştirilen domates hatların verim ve kalite özellikleri(GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü, 2014-09) Kantoğlu, K. Yaprak; Sağel, Zafer; Tutluer, İhsan; Peşkircioğlu, Hayrettin; Kunter, Burak; Özçoban, Mustafa; Işık, Zafer; Özmen, Dilan; İç, Erhan; Şekerci, Süreyya; Günçağ, Nüket; Seçer, Emine; Şenay, Ali; Aydın, Gülizar; Durna, Yüksel; Babahanoğlu, Nejdet; Şirin, Hamza; Akın, Ali İbrahim; Uslu, Nevzat; Şirin, Cismi; Karamanav, Zeynel; R-5419-2019; TAEK-SANAEMOrta Anadolu Bölgesi için ekonomik önem taşımakta olan Ayaş kökenli yer tipi domateste verim ve kaliteye yönelik olarak bir takım karakterleri iyileştirmek amacıyla yürütülen mutasyon ıslahı çalışmasına ait elde edilen verilerin bir kısmı bu çalışmada sunulmuştur. Araştırmada domates için etkili ışın dozu (ED50) olarak belirlediğimiz 150 Gy ışın dozu ile ışınlanmış tohumlar kullanılmıştır. M4 aşamasından itibaren verim, meyve sertliği, kuru madde oranı, brix değeri ve meyvelerin antioksidan (lycopen, beta karoten, lutein ve C vitamini gibi) içerikleri incelemiştir. Burada sunulan çalışmada kontrol ve 16 M5 seviyesinde seçilmiş mutant hatta ait verim, meyve sertliği, kuru madde oranı ve brix verileri sunulmuştur. Elde edilen veriler üzerinde yapılmış olan istatistiki analizler sonucunda kuru madde ve brix değerleri arasındaki farklılığın istatistiki anlamda önem arz etmediği, ancak verim ve meyve sertliği açısından elde edilen veriler arasındaki farklılığın istatistiki anlamda önemli olduğu belirlenmiştir. Meyve sertliği açısından kontrole göre 9/31, 9/22, 8/127 ve 8/50 nolu hatların üstün özellik gösterdiği ve verim açısında da 9/22, 8/127, 8/135 ve 8/96 kodlu mutant hatların kontrolden daha verimli olduğu tarafımızdan saptanmıştır. Halen seçilen hatlarda tescile yönelik son çalışmaların yapılmasına devam edilmektedir.Item Mutasyon ıslahı ile geliştirilen domates hatların verim ve kalite özellikleri(Uluslararası Bitki Islahı Kongresi, 2013-11) Kantoğlu, K. Yaprak; Sağel, Zafer; Tutluer, İhsan; Peşkircioğlu, Hayrettin; Kunter, Burak; Özçoban, Mustafa; Işık, Zafer; Özmen, Dilan; İç, Erhan; Şekerci, Süreyya; Günçağ, Nüket; Seçer, Emine; Şenay, Ali; Aydın, Gülizar; Durna, Yüksel; Babahanoğlu, Nejdet; Şirin, Hamza; TAEK-SANAEMOrta Anadolu Bölgesi için ekonomik önem taşımakta olan Ayaş kökenli yer tipi domateste verim ve kaliteye yönelik olarak bir takım karakterleri iyileştirmek amacıyla yürütülen mutasyon ıslahı çalışmasına ait elde edilen verilerin bir kısmı bu çalışmada sunulmuştur. Araştırmada domates için etkili ışın dozu (ED50) olarak belirlediğimiz 150 Gy ışın dozu ile ışınlanmış tohumlar kullanılmıştır. M4 aşamasından itibaren verim, meyve sertliği, kuru madde oranı, brix değeri ve meyvelerin antioksidan (lycopen, beta karoten, lutein ve C vitamini gibi) içerikleri incelemiştir. Burada sunulan çalışmada kontrol ve 16 M5 seviyesinde seçilmiş mutant hatta ait verim, meyve sertliği, kuru madde oranı ve brix verileri sunulmuştur. Elde edilen veriler üzerinde yapılmış olan istatistiki analizler sonucunda kuru madde ve brix değerleri arasındaki farklılığın istatistiki anlamda önem arz etmediği, ancak verim ve meyve sertliği açısından elde edilen veriler arasındaki farklılığın istatistiki anlamda önemli olduğu belirlenmiştir. Meyve sertliği açısından kontrole göre 9/31, 9/22, 8/127 ve 8/50 nolu hatların üstün özellik gösterdiği ve verim açısında da 9/22, 8/127, 8/135 ve 8/96 kodlu mutant hatların kontrolden daha verimli olduğu tarafımızdan saptanmıştır. Halen seçilen hatlarda tescile yönelik son çalışmaların yapılmasına devam edilmektedir.Item Toprak-bitki-gübre-su ilişkilerinde N-15 izotop tekniğinin kullanılması(Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma Enstitüsü, 2017-09) Akın, Ali İbrahim; TAEK-SANAEMN-15 izotop tekniği kullanıldığımız araştırmalarda, kuru ve sulu koşullarda farklı bitkilerin azot kullanma randımanları, azotun yıkanması, bitki münavebe sistemlerinde bakiye azotun etkileri, kışlık ve yazlık baklagil çeşitlerinde biyolojik azot fiksasyon miktarları tespit edilmiştir. Denemelerde N-15 ile etiketli farklı çeşitte azotlu gübreler kullanılmıştır. N-15 analizleri optik emisyon spektrometresinde yapılmıştır. Sonuçta, verilen azotlu gübrenin bitki tarafından ne kadar alındığı ve toprakta ne kadarının kaldığı kesin olarak tespit edilmiştir. Araştırma sonuçları; azot kullanma randımanları Orta Anadolu kuru koşullarında buğday için düşük %20, sulu koşullarında patates için yüksek %60 bulunmuştur. Nevşehir topraklarında patates yetiştiriciliğinde fazla sulama sonucu 200 cm derinliğe azotun yıkandığı tespit edilmiştir. Kışlık ve yazlık olarak ekilen baklagil bitkilerine ait ortalama biyolojik azot fiksasyon miktarları sırasıyla 80 kgN/ha ve 60 kgN/ha bulunmuştur. Bitki münavebesine bakiye azotun etkisi baklagillerden sonra yüksek bulunmuştur. Sera şartlarında sebzelerde azot kullanma randımanlarını belirlemek amacıyla fertigasyon ve toprak uygulaması mukayese edilmiş, fertigasyon’da azot alımının yüksek olduğu görülmüştür.Item Determination to carry-over nitrogen of legume on succeeding crop using 15N isotope technique(2018-05) Akın, Ali İbrahim; TAEK-SANAEM15N metodu kullanarak, Orta Anadolu kuru koşulları altında kışlık ve yazlık olarak ekilen mercimek (Lens culinaris Medic.) bitkisinin biyolojik azot fiksasyon kapasitelerini tespit etmek ve sonar üzerine ekilecek olan buğday bitkisine ne miktar azot kazandırdığını belirlemek amacıyla bir tarla denemesi kurulmuştur. Birinci yıl, kışlık ve yazlık mercimek çeşitlerinin biyolojik azot fiksasyon kapasiteleri 15N metodu kullanarak tespit edilmiştir. İkinci yıl, baklagilden sonra ekilen buğdaya taşınan bakiye azot miktarları belirlenmiştir. Birinci yıl sonuçlarına göre, ortalama fikse edilen azot miktarları kışlık ve yazlık çeşitler için sırasıyla 70.0 ve 45.0 kgN/ha olarak bulunmuştur. İkinci yıl, baklagilden sonra ekilen buğdaya ortalama topraktan taşınan azot miktarları, ön bitki kışlık ve yazlık mercimek olduğunda, sırasıyla 43.0 and 17.0 kgN/ha olarak belirlenmiştir.Item Toprak verimliliği, bitki besleme ve sulama çalışmalarında kararlı azot-15 izotopu kullanılması(Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 2019-10) Akın, Ali İbrahim; TAEK-Radyasyon ve Hızlandırıcı Teknolojileri Dairesi BaşkanlığıFarklı araştırmalarda, kuru ve sulu koşullarda yetişen bitkilerin azot kullanma randımanları, azotun toprakta derine yıkanması, bitki münavebe sistemlerinde bakiye azotun etkileri, kışlık ve yazlık baklagil çeşitlerinde biyolojik azot fiksasyon miktarları N-15 izotop tekniği kullanılarak tespit edilmiştir. Bu amaçla, denemelerde N-15 ile etiketli farklı çeşitte azotlu gübreler kullanılmıştır. N-15 izotop analizleri optik emisyon spektrometresi kullanılarak yapılmıştır. Sonuçta, bitkinin gübreden ve topraktan aldığı azot miktarları ayrı ayrı kesin olarak tespit edilir. Orta Anadolu şartlarında kuruda buğday için azot kullanma randımanları % 20 ve sulu koşullarda patates için % 60 olarak bulunmuştur. Nevşehir topraklarında patates yetiştiriciliğinde fazla sulama sonucu 200 cm derinliğe azotun yıkandığı tespit edilmiştir. Kışlık ve yazlık olarak ekilen baklagil bitkilerine ait ortalama biyolojik azot fiksasyon miktarları sırasıyla 80 kgN/ha ve 60 kgN/ha’dır. Bitki münavebesine bakiye azotun etkisi baklagillerden sonra ekilen tahıllarda daha yüksek bulunmuştur. Sera şartlarında sebzelerde azot kullanma randımanlarını belirlemek amacıyla fertigasyon ve topraktan gübre uygulaması mukayese edilmiş, fertigasyon’da azot alımının daha yüksek olduğu görülmüştür.Item SSR analysis of chickpea (Cicer Arietinum L.) mutant lines obtained through gamma-irradiation(Russian Academy of Agricultural Sciences, 2011) Bonderanco, Ecaterina; Coretchi, Lubia; Cliciuc, Dorin; Kantoğlu, K. Yaprak; TAEK-SANAEMMolecular characterization of new chickpea mutants generated through gamma irradiation was carried out through SSR analysis, 16 chickpea accessions were used in the studyi including 12 M5 lines and 3 M7 lines, SSR analysis was conducted with the use of 20 loci. The number of alleles per microsatellite locus ranged from none to 14, with a total of 90 bands being analysed. The selected SSR markers successfully distinguished the genotypes under study.Item Kaplı ve kapsız marul (Lactuca sativa var. longifolia cv. cervantes) tohumlarında etkili mutasyon dozunun belirlenmesi(Adnan Menderes Üniversitesi Koçarlı Meslek Yüksekokulu, 2018) Sarıçam, Şule; Kantoğlu, K. Yaprak; Ellialtıoğlu, Ş. Şebnem; 176647; TAEK-SANAEMTarımsal üretimde en önemli unsurlardan biri tohum ekimi ve tohumların uygun koşullarda Hafif, küçük ve şekilsiz tohumların ekimi oldukça güçtür. Tohum kaplama teknolojileri sayesinde makineli ekime uygun tohumlar elde edilir. Marul (Lactuca sativa L.) tohumları çok küçük olup 1000 tane ağırlığı yaklaşık 0.9 g’dır. Bu yüzden ticari marul tohumları kaplanmış olarak satılmaktadır. Yürütülen ıslah çalışmalarında nitelikli çeşitler, gen havuzlarının oluşturulmasında önem taşımaktadır. Marul ıslahında mutasyon önemli yer tutmaktadır. Mutasyon ıslahı, etkili mutagen dozu ile zengin bir fenotipik varyasyon yaratmak ve seleksiyon ile birkaç önemli özelliğin değiştirildiği daha iyi özelliklere sahip yeni çeşitlerin geliştirilmesi amacıyla kullanılmakta olan bir yöntemdir. Ancak bu tarz bir ıslah yönteminde ışınlama uygulaması yapılacak olan tohumun nem içeriği ve canlılığı ışınlamanın başarısında oldukça önemlidir. Günümüze kadar yürütülen çalışmalarda, kaplanmış tohumlu türlerde ışınlamanın etkileri üzerine bir çalışma yürütülmediğinden, kaplanmış tohumun ışınlanması ile ilgili bir bilgi mevcut değildir. Bu çalışmada, kaplanmış tohumların ıslah materyali olarak mutasyon ıslahı çalışmaları için uygun olup olmadığını belirlemek amacı ile Cervantes marul çeşidine ait kaplı ve kapsız tohumlar kullanılmıştır. Tohumlar, Co60 kaynağı ile sekiz farklı dozda, 0-600 Gy arasındaki dozlarda (30 tohum/doz) ışınlanmıştır. Işınlamadan 30 gün sonra "Etkili Mutasyon Dozu" (EMD50) lineer regresyon analiziyle hesaplanmıştır. Buna göre 254,45 Gy’lik doz kaplı tohumlar, 254,49 Gy’lik doz kapsız tohumlar için etkili mutasyon dozu olarak belirlenmiştir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »